Uzun zamandır çeşitliliğin ve farkılılıkların hayattaki yerini anlamaya çalışıyorum. Buna dair en güzel cevabı da baharatlar veriyor bana.
Yıl 1543. Yemen Valisi Özdemir Paşa getiriyor kahveyi İstanbul’a. Müthiş bir geçmişi var. Bazı Türk lokantalarının onu yok saymasını hiç ama hiç hak etmiyor.
Hayatta yaratıcı olmak için kendini mutfakta kaybedebilmek nefis bir oyun niteliğinde! Bu oyuna başlarken kendinizi rahat hissedebilirsiniz. İşte formülü
Ben bir çay müptelasıyım. Ama biliyorum; yalnız değilim. Kişi başına yıllık 2.8 kilogramla Türkiye’nin en çok çay tüketen ülke oluşu bunun kanıtı. Hadi onu tanıyalım…
Bu haftanın konusu balkabağının atlı araba haricinde dönüşebileceği haller. Amerika kıtasının eskiden beri bildiği, Avrupa’nın …
Aşure hangi kültüre ait olursa olsun arkasındaki temel mantık tahıl ve kuruyemişin bir arada oluşu.
Koşturmaca arasında atın bacağıyla eğeri arasında bastırılarak, dışı da baharatla korunarak çıkan ete pastırma diyoruz.
Çocukken evde balık piştiğinde suratımı asardım. Yemediğim gibi fazla koku alan burnum balığın varlığını birkaç gün daha hissederdi. Bu hafta o çocuğu içinde halen taşıyan büyüklere özel iki tarifim var.
Geçen hafta zeytin hasatı resmi olarak başladı. Geçtiğimiz yıl zeytinyağın sorunlarından bahsetmiştim. Bu yıl umut ve ümit dolu birinden bahsetmek istiyorum.
Kültür Bakanlığı, Almanya’da, Frankfurt Kitap Fuarı’nda bir gösteri yapmamı istedi. Böylece Gourmet Gallery’de ilk Türk yemeği pişmiş oldu.
Üzüm Anadolu’nun hatta insanlığın yüzyıllarca küp şekeri oldu. Belki de insanlığa en çok faydalı meyve kendisi. Her haliyle başka… Bir kere yemesi son derece zevkli,…
En büyük dileğim nasıl biz evimizde pizza, spagetti yapıyorsak, başkalarının da bizim yemeklerimizi mutfaklarında yapmaları.
İlk öğrendiğim hikâyelerden biriydi Nasrettin Hoca’nın göle yoğurt çalma hikayesi…Bu hafta yoğurdu başka yemeklere çalmak, bir de temel olarak yapımını anlatmak istedim.
Ha Leyla ile Mecnun, ha elma ile tarçın… Bir baharatla bir meyvenin belki de en güzel birlikteliğini temsil ediyor bu ikili. Bir çiftin en ideal hali…
Sizi Siyez bulguruyla tanıştırmaktan şeref duyarım. Siyez şu an Türkiye’de sadece Kastamonu’da var. Siyez buğdayı için, “Sadece Türkiye’nin değil bütün dünyanın en eskiye dayanan buğdayı” diyorlar.
Bu tatlı, yapmayı en sevdiğim tariflerden biri. Yerel mutfağımızın güzellik ve derinliğini nefis bir şekilde özetlediğini düşünüyorum.
Bu hafta bomba bir tarifim var. Bombayı üç anlamda kullanıyorum: Tarif, kullanılan malzemeler ve tat! Bonfileden özel bir tarif…
Malum şimdi incirin en bal damlası zamanı. İncir ve damla sakızının sütlaçtaki uyumu ve ardından gelen taze ceviz bu tarifi bambaşka bir yere götürdü.
Bu haftaki yazımı kahvaltıdan uykuya kadar her yemekle giden tadı nefis ve kalorisi düşük, bu mucizevi yiyeceğe ayırdım.
Bu şekerin ilk çıkışı, yeniçerilerin devlete bağlılıklarını kanıtı olarak sadrazam ve divanı hümayun üyelerine akide şekeri ikram etmeleriyle olmuş. Saray avlusunda gerçekleşen…
Anadolu’da çeşitliliğimizden ödün verdiğimiz, aynılaştığımız, şehirlileştiğimiz dönemler yaşıyoruz. Zenginliklerimizi tamamen kaybetmeden bu bilgilerin toplandığı kitaplar lazım…
Eşek hoşaftan ne anlar, suyunu içer danesi kalır!“ İşte bizim şıra, hoşaf, şerbet, şuruplarla ilgili durumu da en güzel özetleyen cümle.
Umamisi yoğun bir lezzet için kısırın bildiğimiz baharatlı, salçalı bulgur bazına küp küp doğranmış domatesi, lahana ve acur turşularını ekleyin. Umamiyi mmi merak ettiniz ?
Şerbet için çiçek, meyve gibi doğanın bize sunduğu rayihalı nimetlerin şeker, bal ve pekmezle tatlandırılarak hazırlanan, çoğunlukla soğuk servis edilen içecek diyebiliriz.
Ne yalan söyleyeyim, benim gibi yemek yapmayı, yemeği, yedirmeyi seven biri için ramazan ayının her yemeği bayram gibi. En çok önemsediğim tarafı da oruç tutan, tutmayan herkesin…
Size bir tattan bahsetsem; yediğiniz her şeyi daha lezzetli yapan, hatta yeterli miktarda olduğunda sizi hiç durmadan yemeye teşvik eden bir tat… Daha zengin, daha etimsi, daha çok tatmin edici bir tat..
Yaz yaklaştı mı benim de aklım hemen fasulyeye kayıveriyor. Bütün yaz buzdolabımda zeytinyağlı fasulye bulunur. Yaz geldi mi; “bana fasulye verin bir de köfte, böyle yaşarım”…
Antakya’da iki günde neler yapılabileceğine dair size birkaç fikir vermek ve dilim döndüğünce anlatmak istiyorum.
Bu hafta ziyaret ettiğim Antakya’yı yazacaktım ancak iki haftadır hiç yemek tarifi vermediğim için ellerim kaşınmaya başlamıştı. Dedim ki, bu hafta Antakya’nın meşhur tepsi kebabını yapayım.
Cevizlerin yeşil kabuklarını soyun, bu işlemi yaparken muhakkak bir eldiven giyin, ceviz ellerinizi boyar çünkü. Soyduğunuz cevizleri bir kap içerisine alıp, üzerini kapatacak kadar su ekleyin. 7 gün boyunca suyunu her gün değiştirin. Sekizinci günde, bir tülbentin içine 1 kg. kadar sönmemiş kireç sarıp iyice bağlayın ve cevizlerin suyunu değiştirdikten sonra, tülbenti kabın içine daldırın (Kireci nalburlardan alabilirsiniz). Bu şekilde 6 saat bekletin. Bu işlemleri açık havada yapıyorsanız…